Teröre Lanet  

Posted by Theodrien

"Ben böyle bir acıya dayanamıyorsam, Şehitlerimizin ailelerinin durumlarını hiç düşünemiyorum. 15 Silah Arkadaşımı kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyim. Söyleyecek söz bulamıyorum. Herkes makro dengelere odaklanıyorken, "sağduyu, sükunet" diye çağrıda bulunuyorken, bir takım siyasiler yıllardır oturmakta oldukları koltuklarında bilmem kaçıncı defa aynı yorumları yapmaya hazırlanıyorken, ben artık söyleyecek söz bulamıyorum. Barzani denen it pkk piçini beslerken, bu yaratıklarla el sıkışanlara söyleyecek söz bulamıyorum. Beni, şehitlerimizin ardından gözyaşı dökmekten başka hiçbir şey yapamama derecesinde elim kolum bağlı hale getirenlere söyleyecek söz bulamıyorum.

15 ocak yanıyor şimdi. Türkiye ise 15 saat geçmeden unutacak tüm bu acıları. birileri çıkıp şimdi "dağdaki de bizim kardeşimiz, karakoldaki de" diyerek hem milletimize şirin görünmeye çalışacak, hem de dağdakini kardeşi yapacak...

Boğazım doluyor, yutkunamıyorum bile üzüntümden... 15 aslan parçasını bıraktım Aktütün'de... Şemdinli yine sulandı 15 babayiğitin kanıyla... Söyleyecek söz bulamıyorum... 23 tane kahpe yere serilmiş, n'eyleyeyim?.. Yine belediyelerin resmi araçları piçlerin leşleri taşınsın diye özel hizmete tahsis edilecek... Yine göz göre göre pkk paçavraları sallanacak, "dişe diş kana kan!" diye slogan atılacak, devletin F-16'ları, Süper Kobra'ları yatacak olduğu yerde, bomba yağdıramayacak destekçinin üzerine... Bir yiğit siyasetçi demeyecek ki, "Terörist cenazesine katılıp provakasyon yapanları terörist ilan edelim ve hepsini oldukları yere yığalım, ibret olsun kalkmasın leşleri 3-5 gün ortalıktan!"...

Fazla değil bir yiğit istiyorum. 15 tanesini dağda kurşuna feda ettim, biri siyasete feda olmayı göze almalı. Bir yiğit istiyorum sadece, meclisteki pkk lı piçlerle iki yumruk atıp yüreğimi azıcık olsun soğutsun. Bir yiğit istiyorum ki istifa etsin, "Ben bu kadar aciz kalan bir devletin meclisinde bu piçlerle aynı sıralarda oturmayı içime sindiremiyorum, burası piçlerin meclisiyse ben yokum!" diyebilsin! Bir yiğit istiyorum, başkabana haykırsın "sen ne idüğü belirsiz davaları savcı kesilip savunurken, vatanımızı savunan 15 Mehmetçik vatan sevdasının bedelini canıyla ödedi, neredesin!" diyebilsin.

Acım çok büyük... Söyleyecek söz bulamıyorum. Parmaklarım değil, klavyeye düşen gözyaşlarım yazıyor tüm bu isyanımı. Ben bir cumartesi gününü huzurla geçirmeye hazırlanırken, 15 babayiğidim benim huzurum için toprağa düşüyor. 15 defa ölüyorum, 15.000 defa yaralanıyorum... Her seferinde soruyorum kendime, "Tek başıma ne yapabilirim ki?" diyorum. her defasında öfkemle kalkıyorum, zararı sağlığıma oluyor, bu acı beynimi kemirmekten vazgeçip bağışıklık sistemime, tansiyonuma, kalbime, mideme saldırıyor. Hoş, bu acı beni aşıp, ülkeme saldırıyor biliyorum. Biliyorum ki en az benim kadar canı yanan milyonlarca vatandaşım var. Hepsi aynı soruyu soruyor muhtemelen: "Ben ne yapabilirim?!.." Bir acı kadere boyun eğme mecburiyeti beliriyor karşımda, ben acılar içinde kıvranırken biliyorum ki, Mehmetçiğim vücuduna giren kurşunun acısını hissettmeye fırsat bulamadan şehadet şerbetini içiyor...

Allah diyorum, Peygamber diyorum, her gün birkaç babayiğitim Peygamber Ocağı'ndan o en yüce mertebeye uzanırken birileri hala Şehidin üstünden dinli-dinsiz tartışması yapıyor. Şehidimin görevi canını vermekle bitmiyor, siyasete de alet ediliveriyor; nasıl din de alet ediliyorsa... "Dinle uğraşacağınıza Şehit vermeyin!.." diyor dinine yandığım! Ben Allah diyorum, o da bir yandan "Yallah!" diyor!.. "Hilal uğruna güneşler batarken", birileri hilali kalkan yapıp hala dil uzatıyor askerime... Vatansız vicdansız, kemiklerini sızlatıyor Şehidimin...

İçim acıyor, söyleyecek söz bulamıyorum... Alelacele bir dilekçe karalıyorum Güneydoğu'da görevlendirilmek için, elim kolum bağlı, kabul edilmeyeceğini bile bile... 15 Silah arkadaşım toprağa düşmüş, n'eyleyeyim? Ajanslardan fotoğraflar yağıyor, Aktütün cayır cayır; sanki Şemdinli kırsalında değil, yüreğimin ortasında yanıyor. Astsubayımı görebiliyorum, toprağa düşerken bile askerini korumanın hesabında. Uzmanımı görüyorum, kanı oluk oluk akarken bir piç daha indirmenin derdinde. Mehmedimi görüyorum, şakağından süzülen kudretiyle vatanı uğruna canını vermenin mutluluğu yüzüne yansımış, Şehadet şerbetini içerken gülümsüyor çapulcu piçine inat.

Yabancı devletlerin büyük başları bizim büyük başların telefonlarının diğer ucunda ağızlarının kenarından çıkıyor "Çok üzülmdüm" mesajları... Ardından da diğer telefonla piçlerin yaralıları toplansın diye helikopter gönderilmesi için emir veriyor, aslına rücu edercesine...

Söyleyecek söz bulamıyorum, 15 yiğidim Al Bayrağa al oldular, sarıldılar ve gönderiliyorlar... Yitik bir "Vatan sağolsun!" nidası çıkıyor, ünlemi şanına haiz, yoksa gür çıktığından değil!.. Gür çıkan şey sesim de değil, yalnızca gözyaşlarım. Bu kadar kelimeyi gözyaşlarım yazıyor, cümleleri gözyaşlarım kuruyor. Gözyaşı dökebiliyorum ancak gidenin ardından, memleketimin yarısı koyun olmuşken, çobanları benim gözyaşımdan doğan pınarlardan içiyor suyunu... Bir duruluyorum, bir coşuyorum... Beddua üstüne beddua, lanet yağdırmanın ihtisasını yapmışım... 15 saat sonra unutulacağını bile bile, 15 Şehidime yanıyorum...

Söyleyecek çok şey var, ama söyleyecek söz bulamıyorum. Yirmi dokuz harf yetmiyor isyanımı haykırmaya...

Söyleyecek söz bulamıyorum... sözün bittiği yerde, Şehitlerimi gözyaşlarımla uğurluyorum mekan-ı Ahir'e... yitik bir sesle, haykırmak ne kelime; ancak mırıldana biliyorum: Vatan sağolsun..."


Asteğmen Özgür Özata adlı arkadaşımın bu olaya karşı bir forumda verdiği tepkidir. Tüm herkesin duygularını aynen ifade ettiği için buraya eklemeyi uygun gördüm.